Üyelik Girişi
Videolar
Silemezsiniz

Sizler, bizler, onlar değil miyiz ki bu ülkede gerçekleştirilen devrimleri karaladık. Kocatepe figürlü resimlerini yakalardan ve duvarlardan indirmek için kaç cana kıydınız. Çünkü devrimleri ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ü unutturmak yok etmek istiyordunuz. Bunu size yaptıranın vahşi kapitalizm, onun uzantısı AB+D emperyalizmi olduğunun farkında olmadan saldırdınız. Oysaki bilmiyordunuz

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
                        bu memleket bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
                        bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
                        bu dâvet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
                        bu hasret bizim... Diyerek Türklüğü,

           “ Dağlarda tek

                                    tek

                                           ateşler yanıyordu

 Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

 Şayak kalpaklı adam

 Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

 Güzel, rahat günlere inanıyordu.

 Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,

 Birdenbire beş adım sağında onu gördü.

             Paşalar onun arkasındaydılar.

            O, saati sordu.

            Paşalar: << üç >> dediler.

            Sarışın bir kurda benziyordu.

            Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

            Yürüdü uçurumun başına kadar,

 Eğildi, durdu.

 Bıraksalar

 İnce uzun bacakları üstünde yaylanarak

 Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

 Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı. Diyen Kuvayi Milliye ruhunu destanlaştıran gerçek yurtsever Şairimize bir çınar ağacını bile çok gördünüz.

         Yalanlarla korkuttunuz. İnancıyla oyaladınız. Husumetlerinizden biriken hıncınızı ailelerden 12 eylül bahanesiyle aldınız. Bırakın artık kendi kaderini siz şekillendirmeyin yol gösterin birey kendi karar versin. Yoksa ki kendi yolunu bulamayıp sizin çizdiğiniz yolun uçurumunda geberecek. Her şey insan odaklı olmalı çünkü kâinattaki unsurlar onun için yaratılmıştır. Kaldıysa özgür beynini kullansın. 

        Her yıl 10 Kasım’da toprakta açan çiçek, gökyüzüne baktığımızda bulutlar,

 

 

 

yeryüzüne baktığımızda gölgeler, dağlara baktığımızda hep Mustafa Kemal ATATÜRK. Bunları da görmüyor musunuz? Bu kadar nankörlüğe rağmen onun gölgesini Allah bile üzerimizden eksik etmiyor.

         Her türlü benliğinizi €,Ş kaplasa da döne döne Aklanıp AB+D’ye uyarlansanız da tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetinden yana olan insanları öç ve hınçla yok etmeye çalışsanız da, aklınızda bulunsun Mustafa Kemaller tükenmez.

         Birde senin öğretilerini yok edenlerle birlikte saf tutanlar, şimdi sana methiyeler düzüyor. Globalleşen dünyada küresel krize yakalanan kerizler gördüler ki babalar gibi satmakla olmuyor. Milli sermaye önemli çünkü bankaları battıkça onları devletleştiriyorlar. Hani özelleştirme iyiydi.

         Ey gaflet uykusuna yatmış halkım biraz mide ile bel yerine özgür beynini kullan dünyayı yeniden keşfetme ama geçmişini araştır, oku, üret, üretime katıl. Atalarının sattığı topraklarda şimdi torunları ne gazaplar çekiyor gör. Yoksa ki ümüğünü sıkıverirler.

          Şimdilerde lider yok, önderler yetişmiyor yakınmaları başladı. Sen ülkeni soyup soğana çevirenlerle, kan gölüne döndürenleri baş tacı edip. Gerçek yurtsever, tam bağımsızlıktan yana insanları darbelersen. Ülkeyi kötü yönetip kendi suçunu örtmek için masum gençleri iplersen, senin karanlığını aydınlatan mumları söndürürsen. Ülkesini seven gerçek yurtseverleri (milliyetçileri) yok edip birilerinin yap dediğini yapanları baş tacı edersen, sana yön ve yolu kim gösterecek. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi her ülkeden vasıfsız iş gücünü ülkene kabul edip yok pahasına yağmalatırsan, kendi yurttaşına ikinci sınıf muamelesi yaparsan senide amcanlar yönetir.

      Kendi kültürünü yok edip 50 cent’lik insanlara gençlerini muhtaç ederek, onların kutularını açtırmaya özendirenler. Hiç mi halk müziği, sanat müziği ezgilerini, onları halkların özüne uygun yorumlayan sanatçılarımızı dinlemediniz.

      Tabii konservatuarın yerini, evleneceklerin isteklerini medya alır, toplum zamanının büyük bölümünü  beyaz cam karşısında geçirirse. Türkçe’den başka her şeyin konuşulduğu, iki kişinin kendi arasında konuşurken yüzü kızaracak sözcüklere alkış tutan, küfürlere kahkaha atan Aziz Nesinlikler kutunuzu açtırmaya devam edin.

       Biri kömür karasıyla, biri çarşaf karasıyla, biride ipin ucunu kaçırarak (önce ip at, sonra havlu) iktidara yürümeyi seçiyor. Hepside koyu bir karanlığı yeğleyerek topluma karaları bağlattı. Oysaki sana kalan değerleri iyi koruyup genç nesillere taşıyabiliyorsan iyi bir mirasçı olursun. Başaramıyorsan miras yedici olursun.

       Oysaki Mustafa Kemal ATATÜRK arkadaşlarıyla birlikte hep beraber güneşe yürümeyi seçtiler. Yüzlerini ve gönüllerini biran olsun aydınlıktan çevirmediler. Güneşin yakıcı, kavurucu sıcağında yılmadan, durduk, dinlendik, yaralarımızı sardık, gene güneşe yürüdük. Hep rehberimiz mavi gözlü dev adam, engin denizler ve kalbimizdeki iman ile inanç oldu.

        Sadece kötülerin nefret dolu sözleri ve hareketleri için değil, iyilerin dehşet verici sessizliğinden ötürüde bu nesil pişmanlık duymalı.

                                                                                                                        

           Uğur  ABCA    

  
2460 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret108047