ÇARK ÇARK Yukarı Araç mahallesinin bahçelerinin içinden geçen Araç çayının üzerine yapılan bent ile su toplanırdı. Bu su dere kenarı boyunca açılan kanal (ark) ve kundak ( tahtadan yapılan suyun yol ve dere üzerinden geçmesini sağlayan üst yapı ) ile Kanarı denen bölgeye ulaştırılır burada su çarkı ( türbin ) vasıtası ile elektrik enerjisine dönüştürüldü. Şimdi HES projeleriyle bir şeyler yaptıklarını sananlara İhsangazi ( Mergüze )- Araç sınırları içinden geçen çaya yıllarca bakıp bir baraj kazandırmayanlara, kalyonları, şelaleleri turizme açamayanlara, HÖST. Bu yapılan kanal hem bahçe sulamada kullanılır, hem elektrik üretimi yapılır hem de su, değirmeni döndürürdü. Bu işlevsel yapı zamanla yok oldu. Değirmenlerde buğday öğütülür çorbalık (göce) yapılır, bulgur(buğday, kaplıca, siyes) yarılırdı. Tereyağlı, soğanlı, patatesli kaplıca bulgurunun tadı bir başkaydı. Ayrı bir görevi de hızarda tomruk biçmede kullanılırdı. Çevre köylerden gelen üreticiler ürünlerini öğütmek için sıraya girer gerekirse değirmende yatar kül çöreği, fasulye, bulgur aşı, tarhana ve yarma(göce) çorbası ile öğün yaparak işini görürdü. Güz mevsimi olduğundan hava durumuna göre hazırlık yapılırdı. Mahsulün çokluğuna göre eşek, at, katır ya da öküz arabalarıyla değirmene getirilirdi. Taşların uğultusu buğdayın akmasını sağlayan düzeneklerin tıkırtısı çarka çarpan suyun sesi ninni gibi gelir yarı uyur yarı uyanık her an tetikte beklenirdi. Çünkü değirmeni boşa döndürmek tehlikeliydi. Taşlar birbirine sürtünmemeli aralarına mutlaka mahsul düzenli şekilde akmalıydı. Bu çalışmaları karşılığı değirmenci öğüttüğü mahsul oranında elindeki ölçekle hak alırdı. Bu kural herkes için aynı ve oturmuş bir kanundu. Çünkü hak almak büyük vebal sayılırdı. Değirmenin oluklarından çıkan çarkı döndüren su kutsal sayılır hatta bazen su içilir çark ters döndürülerek şifa arandığı da söylentiler arasındadır. İşte bu doğa ve ekonomiye katkısı olan bu yerleri yok ederek mis kokulu domatesten, çekirdekli hıyardan, fırın yapıp pişirdiğimiz kabaktan, mis kokulu közlenmiş mısırdan, sulu kırmızı Kastamonu elmasından, sapsarı eğşi elmadan birçok sebzeden cabada pişen bakliyattan olduk. Su ile oynamayın çarpılırsınız. Bunları yetiştirenler aile ekonomisi ve ülke ekonomisine katkı sağlayarak çarkın dönmesini sağlıyorlardı. Şimdi çevre ve doğayı düşünmeden sağa çark ileriye marş sağa çark ileriye marş ne oldu sonuçta ileri derken üç yüz altmış derece geriye dönmedik mi ? Birde bu yetmez gibi güzelim Araç çayını Duble çıkarıp doğa katledildi. Mahsul yerini köprü yol (viyadük), bostan yerini beton asfalt aldı. Bu yol Araç’ın hayrına değildir. Çünkü ilçeden geçen araçlar Araç’a uğramayacak bizlerde Aracımızla baş başa kalacağız. Ufacık koltuk veya ev için çark etmeyin sonra yuvalarınızı yapıverirler. Bundan sadece siz değil yaşadığınız yörede etkilenir. Ev daire kazandırayım derken yuvamızı yaptırmayın. Çark etmeyin! Biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil çocuklarımızdan ödünç aldık. Doğa harikası Kastamonu'nun ilçelerini bu hale getirmek hizmet midir? Ağlı, Azdavay, Pınarbaşı, Şenpazar, Cide'yi süsleyen kalyonlar Loç vadisi yaban hayatı ve ılıcası ile turizme kazandırılmadıysa demek ki burada bir planlama sorunu yol ve ulaşım çözülmemiş insanlar kendi kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Bunun sonucu olaraktan göç kaçınılmaz olmuştur. Çözüm Kastamonu'nun tüm ilçelerinin ulaşım sorununu çözmek demir yoluna kavuşturmak. Yaban hayatı geliştirerek avcılığa fırsat tanımak. Kalyonları doğa yürüyüşlerini ve sporlarını, atlı gezileri, yaylalarını oradaki yaşamı sunabilecek çalışmaları yaparak Pınarbaşı ılıcayı ve diğer akarsuları tanıtarak oralarda tatil piknik ve sebze yetiştiriciliğini teşvik etmek. Araç, Boyalı yöresi balını mutlaka ekonomimize kazandırmalıyız. Bu suları kontrol altına alarak yörede sulamada kullanmayı sağlamak. Doğal alabalık yetişmesine katkı vermek. Tarım ve hayvancılığı geliştirmek. Deniz ürünlerinden yararlanarak onları hizmete sunmak. Balık çeşitlerini arttırarak balıkçılığı geliştirmek. Orman ve türevlerinden kereste, odun olarak değil üretilmiş mamul elde ederek sanayiye kazandırmak. En önemli gelir kaynağımız ağaç işleri ve mobilyacılık belirli bir bölgede toplanarak keresteciler sitesi oluşturulmalı. Madenleri yeniden değerlendirip onları işlevlerini canlandırmak. Tarihi ve kültürel mekanları organize bir şekilde birbirleriyle bağlantılı insanların gezip göreceği mekanlara dönüştürmek. Dini mekanları aslına uygun restore ederek inanç turizminin hizmetine sunmak. Eski adliye binasından Çengeller köprüsüne kadar tüm caddeye bakan binaları yıkarak Nasrullah külliyesi ve diğer mekanların görselliğini sağlamak. Gelenlerin konaklama, otopark ve eğlence hizmetlerini yeterince yerine getirmek. Otel ve kongre merkezi yapmak.Turizmle ilgili aktif çalışan rehber ve tanıtım hizmeti veren birimler oluşturmak. İl ve İlçelerde tarihi mekanlarda onarımına hız vererek tüm sanat kültür ve satışların yapıldığı Kastamonu sokağını hayata geçirmek. Tarihi ve kültürel mekanların minyatürlerini yaparak ulusal ve uluslararası tanıtımlarda sergilemek. Özellikle İlçemiz Araç’ta kendi yetiştirdiği ürünleri pazarlama fırsatı veren çarşı kurulmalı.(köylü pazarı) Pazar yerleri geniş ferah ve ihtiyaçların giderildiği park yerinin bulunduğu ulaşımı kolay mekanlar olmalı. Ayrıca Tarım kurumları ürettiğimiz ürünlerin genlerini değiştirmeden saklayarak yerel tohum üreticilerini desteklemeli. Araç Gençlik Spor kulübünün eski başkanı olarak İlçemiz kız hentbol ve İğdir tekvando takımlarını kutluyorum. Spor sadece birilerini seyretmekle olmaz. Bu nedenle şehrin değişik park alanlarına açık alan spor (fitness park) aletleri yapılmalı. Derelere rekreasyon alanları oluşturularak Cide’de yapılan saltanat kayığı ile sandal gezileri, park, piknik alanları yapılarak sosyal aktivitelere açılmalı. Kastamonu üniversitesinin açılmasında KASYÖ DER. Olarak büyük emeğimiz geçti. Bu çalışmalarda üniversite öğrencilerinin ihtiyaç ve istekleri göz ardı edilmeyerek yüksekokul yönetim ve öğrencileriyle işbirliği içinde olunmalıdır. Öğrenilmiş Çaresizlik …! Filleri yetiştirmek için ,onları küçükken kalın bir zincirle bir kazığa bağlarlar. Tabi ki yavru filin bu zinciri koparabilmesi ya da kazığı sökebilmesi imkansızdır… Küçük fil bir süre bu esaretten kurtulmak için tüm gücüyle çabalar ama sonuç değişmez, özgürlüğüne kavuşamaz ve kabullenir. Yıllar geçer, fil kocaman olur, güçlenir. Bağlı olduğu kazığın ve zincirlerin onlarca katı güce sahiptir artık. Ancak fil asla bunu denemez. Çünkü o özgür olamayacağına inanmıştır bir kez… Artık kırılamayan şey zincir değil, filin inancıdır. Bu duruma öğrenilmiş çaresizlik deniliyor…! Unutmayın kendi zincirlerinizden kurtulabildiğiniz an gerçek özgürlüğü tadarsınız…! |
2202 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |